Bundan tam 4 sene önceydi… Cok yakın bir arkadaşım sayesinde Isvicre’de jazz muziğini keşfetmeye ve sevmeye başladım. Ilk başlarda jazzın klasiklerinden başladım ve bu ilgim online müzik paylaşım siteleri, gittiğim konserler sayesinde daha da gelişti. Belki bu ilgimin gelişmesinde en çok Isviçre’nin yardımı oldu.
Isviçre gerçekten de çok güzel ve değişik bir ülke. Burada yaşarken insan her gün yeni brişey keşfediyor. Ozellikle benim yaşadığım Güney bölgesi, yani fransizca konuşulan leman gölü çevresi, öğrencilerin yoğun olduğu ve yıl boyunca birçok etkinliğin düzenlendiği bir bolge. Neredeyse her hafta bir etkinlik düzenleniyor, halkın daha sosyal olması için organizasyonlar yapılıyor. Bu etkinliklerin en güzel yanı sadece toplumun tek bir kesimine değil, birçok kesimine hitap etmesi. Belediye tarafından duzenlenen bir çok etkinliğe çok düşük fiyatlarda katılabiliyorsunuz. Fiyatın düşük olması aklınıza kötü düzenlenen etkinlikleri getirmesin ☺ Tam tersine, ucuz ve kaliteli organizasyonlar sayesinde insanlar farklı kültürleri, müzik türlerini vs. Yakından tanıma fırsatı buluyor. Ben de elimden geldiğince bu tip etkinlikleri arkadaslarımla takip ediyorum.
2 seneden beri yakından takip ettiğimiz ve her gidişimizde mutlu ayrıldığımız bir festivalden bahsetmek istiyorum size : Cully Jazz Festivali !
Her sene Cully’de ( leman gölü kıyısında, şarap üretimiyle mehşur olan bir kasaba) Jazz festivali düzenleniyor. Ucretli – ücretsiz birçok konserin olduğu bu festival genelde mart ayının sonunda gerçekleşiyor. Bu minicik kasaba 2 haftalığına festivale ayrılıyor ve akşamları şarap mahsenlerinde, sokaklarda, restaurantlarda jazz muzik konserleri oluyor. Bir yandan şarap bağlarıyla ünlü olan Cully şarapalrını tadıp, bir yandan da farklı jazz tarzlarını dinleme fırsatınız oluyor.
Geçen sene olduğu gibi bu senede Cully jazz festivaline gittim ve çok farklı ve eğlenceli bir grubu keşfetme şansım oldu : Djangologie
Gypsy jazz, yani “çingene jazzı” yapan bu grup benim festivalde en çok begendiğim gruplardan biriydi. 1930 yıllarında başlayan bu jazz tipi genelde gypsy ezgileri taşıyan, müzisyenlerin nota ezberlemediği, içlerinden geldiği gibi çaldığı bir tarz oluyor. Benim izlediğim konserdeki ezgiler Balkan müziği ve ispanyol müziğinin karışımı bir şeydi. Müzisyenler tanıyıp, bildiğimiz birçok parçayı kendi yorumlarını katarak çaldılar ve muhteşemdi!! Yaklaşık olarak 1,5 saat durmadan dans etmemizi sağlayan bu yeni tip jazz müziğine bayıldım. Grup muhteşemdi ve sizinle bu gecenin ve bu keşfettiğim jazz türünün videolarını paylaşmak istiyorum. ☺ Iyi seyirler…
http://www.youtube.com/watch?v=NSgteQbI65U
No comments:
Post a Comment