1.17.2010

Paris! Je t'adore


Avrupa'nın merkezine, romantik şehrine yani Paris'e gidiyorummm!!! Kimse beni durduramaz! Gerçekçi olmam gerekirse ben bu tatili 2009 yılının Haziran ayında yaptım ve tembellikten dolayı ancak yazıyorum neler yaptığımı. Herşeyi bir anda anlatmak istemiyorum ama içim içime sığmıyor. Bu rüya gibi tatili bir an önce herkese anlatmak, nerelere gittiğimi neler yediğimi anlatmak istiyorum. Hazırsanız yavaş yavaş başlıyayım! Paris.. en güzel zamanlarından birinde gittim ben Paris'e.. Haziran ayının son günlerinde, havaların Avrupa'da çok sıcak olmadığı günlerde en yakın arkadaşlarımı görmeye gittim Paris'e. TGV'de oturuken Paris'te olacagim haftada müzik festivalinin olduğunu görünce heyacanım ve merakım biraz daha arttı ve bu etkinliği kesinlikle kaçırmamam gerektiğini kendime bütün yol boyunca söyleyip durdum :) Lozan Paris arası TGV ( hızlı tren ile) tam 4 saat sürüyor. Sabah 7'de yola çıkan tren bence Paris'e Lozan'dan gidecekler için en uygun olanı! Öğlen yemeğinde Paris'te olmak, bunun düşüncesinde bile olmak insana yetiyor :) Bu tatil benim bütün bir kış hayalini kurduğum bir tatil. Paris'te olmak.. Paris'i sokak sokak gezmek, farklı tatlar tatmak, fotoğraflar çekmek, Paris'lilerin yaşamlarını gözlemlemek, alışveriş yapmak bütün bunlar beni daha yola çıkmadan çok heyecanlandırıyordu ve trenimin TGV'ye yaklaşmasıya bu heyecanlarım 100 kat daha arttı! Tren garında Aslı ve Güzide'yi beni beklerken buldum.. elimde bavulum, cebimde not defterim ve fotoğraf makinamla, yanımda da dünyanın en güzel & sempatik ve iyi arkadaşlaıyla artık Paris turum başlıyor... bir an önce bu büyülü şehri gezmek gezmek ve gezmek istiyorum!! Burada Paris'te gerçektende ilginç bulduğum, tattığım ve herkesin görmesini istediğim şeyleri yazacağım! Genelde söylenen turistik bilgilerin dışında burada halk nasıl yaşıyor, ne yiyor? ne giyiyor bundan bahsetmek ve Paris'i bir de benden dinlemenizi istiyorum! Ve tabiki de yemek yemek ve yemek diyorum!!!

No comments: