12.04.2015

Singapur Gezi Notlarim - 2. Gün


Detayli Singapur notlarina son sürat devam ediyorum.. ilk günkü yorgunluktan sonra ikinci güne bomba gibi basliyoruz! 

Otel’de kahvalti almayip disarda yerel lezzetleri tadalim dedik ama bu cok süper bir fikir degildi.. Adamlarda pastane, ekmek ya da bu tarz seylerin kültürü ne yazik ki hic yok.. 

Sabahlari genelde noodle yiyorlar ya da Kaya toast dedikleri bizim bildigimiz tost ama yaninda 2 büyük rafadan yumurta ile yiyiorlar. Acikcasi benim midem sabahin o sicaginda yumurtali seyleri kaldirmadigi icin cözümü kahve ve bisküvide buldum..Singapurdaki 3. günümüze Swiss Bakery adinda pastaneyi kesfedince kendimi evde hissettim :) Kruvasanlara daldim daldim ciktim :) Eger sizde benim gibi sabalari kruvasan tarzi birsey bana uygun diyorsaniz bu söyledigim pastaneyi bir kenara yazin zira en güzel kruvasanlar burada..

Neyse, Singapur’daki ikinci günümüzü tamamen turistik aktivitelere ayirdik ve hizlica Chinatown ( Cin Mahallesine) gittik. Bir sürü ivir zivirin satildigi, degisik ( benim midemi bulandirdi) lezettlerin sunuldugu bir mahalle burasi. Chopstick alabileceginiz, hediyelik esyalari bulabileceginiz bir cok yer var.  Sokaklardaki koku benim icimi mahfetsede yine de ilginc seyleri görebileceginiz bir yer öyle ki ben cinlilerin kurumus yarasa!! ve bir nevi kurumus deniz canlisi yedigini bilmiyordum. Bunu da burada ögrenmis oldum ( bakiniz fotolar). 







Cin Mahellesindeyken mutlaka ünlü hint tapinagini gezmeyi unutmayin, toplam 10dk da gezilen ve dekorasyonun güzel oldugu bir tapinak. Adi: Sri Mariamman.





Cin mahallesindeki mini turumuzdan sonra kosa kosa Indian Street ( Hint mahallesi) gittik. Bence burada görülecek cok birsey yok. Her yer cok kalabalik ve bit pazarimsi magazalarin oldugu caddelerden olusuyor. Ha, gidin bakin gezinin ama gercektende cok zaman harcanak bir durum yok. Sadece alisveris yapicam derseniz Mustafa Center denilen bir han var ve burada akliniza gelecek hersey var: elektronik - esya- giyim vs. fiyatlar da Ok ama kalite konusunda bir sey söyleyemeyecegim. 




Hint mahallesini de söyle bi gezdikten sonra kendimizi sokaklara atip Arap Street ( Arap sokagi) gittik. Hint mahallesi arasinda biraz yürüyüs mesafesi var.. Biz esimle biraz yürümeyi sevdigimiz icin yürüdük ama taksi ile de hemen gidebilirsiniz! Arap sokagi icinde cami olan (uzun zamandir ezan sesi duymamistim ve bana cok iyi geldi) ve tertemiz olan bir sokak.. Gercekten de en huzurla gezdigimiz ve Singapur’da Türk restoranlari buldugumuz güzel sokak :) kac ögündür noodle ve pilav yedigim icin köfte, humus falan süper geldi bana. Bu sokakta da cok gezilecek birsey yok ama bizim gibi sabah ayni plani izlerseniz öglen yemegi icin en ideal yer! 






Arap Sokagindaki süper yemekten sonra taxi ile alisveris merkezleriyle ünlü Orchard Road’a gittik. Singapur tam anlamiyla yemek ve alisveris cilginligiyla ünlü bir yer. Yemin ederim alisveris yapmaktan insani soguttular. Bir sehir düsünün ve her yeri ama her yeri alisveris merkezi ve deli gibi insan dolu!!! Orchard Road’ da yapilacak en güzel sey, sehri tepeden göreceginiz  Ion Sky. Buraya cikip ( ücretsiz) sehri görebilirsiniz. 

Tüm gun deliler gibi gezdikten sonra otele gidip dinlendik, havuz da yüzdük. Otelinizde mutlaka havuz olsun. Gercekten de bazen sehirden insan bikiyor ve dinlenmek istiyor. 

Assam icin yine yerel lezzetleri kesfedecegimiz bir food court ( yemek alanina) gidiyoruz. öglenleri deli gibi dolu olan ama aksamlari daha tenha olan Maxwell food court’ta Singapur’lu arkadasimizla bulusuyoruz. Cocuga bizim yiyebilecegimizi birseyler al bize diyoruz ve kendimiz yemek cennetinde buluyoruz (Foto daki yemekler sadece 3 kisi icin). Bu gece yerel lezzet olan black carrot cake’i tattik ve bence herkesin sevebilecegi bir tat. Mutlaka tadin derim. 



Gece yemekten sonra Singapur’lu arkadasimiz bizi sehrin en yüksek acik hava bari olan Altitude Bar’a götürdü ve buradan manzara muhtesem görünüyordu. Eger Singapur’a giderseniz mutlaka buraya cikin. Ortam biraz sik ama herkesi iceriye aliyorlar. 





Ozet olarak 2. günde yapabilecekleriniz:

2. Gün Plani:


  • Cin Mahallesi
  • Hint Mahallesi
  • Arap Mahallesi ve öglen Yemegi
  • Orchard Road ve Alisveris Merkezi Cilginligi
  • Maxwell Food Centre
  • Altitude Bar ve Eglence! 

11.19.2015

Singapur’da Neler Yapilir? - Detayli Singapur Gezi Notlarim




Tam 16 yil aradan sonra yine uzun bir ucak yolculugu beni bekliyor. Son 2 haftadir kendimi bu yolculuga hazirlamaya calisiyorum.. bazen kendime: “ ya 12 saat ne olacak ki.. hemen gecer. Ucak da büyükmüs hem.. uyursun.. 2-3 film izerlersin ve olur biter canim!” diyorum ama gercekte nasil tirsiyorum anlatamam.. 

O büyük gün geldiginde, havalimanina gidiyoruz, süper bir kahvalti yapiyoruz, ucaga adimimi atiyorum veee iste o an sanki bogazimi sikiyorlar ve nefes alamiyorum.. Icimde ki ses: “ Yemisim Singapurunu, kal burda gitme, napcan??, bak ucak 12 saat sürecek falan..” diyor ama o saniyelik süreclerde kendimi koltukta oturuyor buluyorum.. Esim yanimda sakinlestirmeye calisiyor, hostes falan biz buradayiz merak etme diyor ve ben kendimi ucakta meditasyon yaparken buluyorum ve hoooooop havalaniyoruz.

Tam 12 saat kapali bir kutu da insan ne yapar?


Valla cok sey yapiliyormus :) Biz Singapur havayollarini tercih ettik ve gercekten adamlar bu kara 12 saatin güzel gecmesi için herseyi düsünmüsler. Bir cok müzik, oyun ve tv kanali var mesela.. gerçekten de bir kere içine daldin mi çikamiyorsun.. Ben bol bol meditasyon müzikleri dinleyerek kendimi ve kalp ritmimi yatistirdim. Ucak desen zaten devasa.. 2 katli… bol bol uçak içinde yürüyorsun.. uçagin ortasinda içeceklerini alabilecegin bölümler var, ve insanlarin kaynasma noktasi adeta.. git oraya biraz birseyler iç ve konus.. ohh 2 saati kafadan boyle atarsin ki aynisini ben de yaptim.. uzun ama rahat bir uçustan sonra nihayet güzelim Singapur’a vardik ve muhtesem dolu dolu 5 gün gecirdik!

Gel bak Singapur’da neler yapabilirsin sana tek tek anlatayim. 

9.07.2015

Adım adım..

Adım adım ilerlemek lazım bu hayatta..

Koşmak, önüne bakmadan deli gibi koşmamalı insan. her adımında bir nefes almalı, kendine ve etrafına bir bakmalı.. Ne yapıyorum, nereye koşuyorum diye sormalı kendine.

4 sene boyunca hep koştum, bir şeylere yetişmeye çalıştım ve şimdi duruyorum, nefes alıyorum.. İnsanın kendisine zaman ayırması, kendisini mutlu eden şeylere odaklanması zormuş bir yandan diyiyorum. Neden mi zor? ilk etapta sudan çıkmış balık gibi oluyor insan..bi affallıyor ne yapacağını şaşırıyor.. sonra nereden başlamalı sorusunu soruyorsun kendine.. dil mi öğrensem? buralara mı alışsam? yok iş mi bulsam? vs.. Tüm bu sorulara inat hayat sana herşeyin yolunu hazırlıyor ve bir bakıyorsun yine o koşuşturmaca başlamış..


Zürih, Eylül







5.08.2015

Zürih'te yaşam - iletişim çabaları

Zürih'e geldiğimden beri etrafımda olan biteni anlamaya çalışıyorum. Almanca bilmediğim için sokaktaki panoları, ilanları, insanların kendi aralarında konuştuklarını anlayamıyorum ve bu beni biraz geriyor. Aklıma hiç lisan bilmeden Türkiye'yi terk edip Avrupa'ya gelen işçiler geliyor. Ya düşünsene.. Hiç lisan,insan bilmiyorsun ve bu ülkede, kültürde ayakta kalmaya çalışıyorsun.. Ben  İngilizce -Fransızca bildiğim için yine sokakta insanlarla iletişime geçebiliyorum ama yinede etrafımda olan biteni anlayamamaktan diyalogları takip edememekten rahatsız oluyorum.. Bu nedenle  Zürih'te Almanca derslerine başlamaya karar verdim. 

Almanca dersleri için Şehirde bir çok okul var ama şunu söyliyim ki fiyatlar tabi ki de çook yüksek. Ben normal bir okula gidip ana grameri öğrenme yolunu Seçtim ve şu ana kadar çok iyi gidiyor herşey. Ayrıca Buradaki derslerde şöyle bir güzellik var. Parayı yatırmadan  önce  deneme dersine girebiliyorsunuz ve beğenirseniz devam ediyorsunuz. Bu çok önemli birşey Gelin anlatayım... 

Zürih'te çok fazla Göçmen var ve bu Kişilerin yerel lisanı öğrenip işe gidip ve topluma entegre olması çok ama çok kritik. Bu nedenle sosyal yardımla bireyler Almanca kurslarına gidebiliyor ve lisanı öğrenebiliyorlar. Bu Kişilerin Arasında binbir insan olduğu için sınıflarda zor anlar yaşanabiliyor. Zor an derken, kişi ilgisiz ve dersi bozmak için gelmiş olabiliyor, eğitim seviyesi çok düşük olduğu için derste hiç bişi anlamıyor ve Sınıfı yavaşlatıyor olabiliyor. Böyle bir Sınıfta ilerlemektense başka bir Sınıfa Geçmek ta da kurs seçmek iyi bir Yöntem. 


Almancanın yanı sıra ikinci belki en en önemli şey burada bir telefona sahip olmaktı. Sosyal medyasız hatta whatsapp sız bir hayat artık imkansız gibi birşey. Buradaki telefon Şirketleri sizin ihtiyacınıza göre bir çok opsiyon sunuyor. Yaşınız 25 altı ise daha uygun paketlere sahip olabiliyorsunuz. Telekomünikasyon pazarı da bu aralar isviçre de bayağ dinamik. Pazara Salt ve Wingo adında iki yeni marka girdi ve swisscom un pahalılığından bıkanlar içinde yeni alternatifler doğmuş oldu. SALT, Orange şirketini aldı ve son 2 haftadır da pazarda yerini Aldı. Ben de tercihimi onlardan kullanıp telefonuma ve internetime kavuştum :) 

4.29.2015

İşte geldim buradayım!

Uff. Bloguma yazmayalı nasıl uzun zaman olmuş! Nasıl özlemişim yazmayı.. artık söz daha sık yazacağım çünkü o kadar vaktim var ki anlatamam :)

Yolu ilk defa buraya düşenler için biraz bilgi vermek isterim. Ben Pinar :) bu blogu yazma sebebim bir çok insanın yaptığı gibi aslında hayatımın bir tarihçesini tutmak.. hoşlandığım şeyleri, keşfettiğim güzellikleri, hobilerimi paylaşmak - tı.-.. ta ki düne kadar.

Bundan sonra blogumun yönünü biraz değiştirmeye karar verdim, aslında biraz da zorunlu kaldım.. çünkü benim de hayatımın yönü çok ama çok değişti ve bunları buradan aktarmadan sanırım yapamayacağım.. anlaşıldığı gibi ben içimden gelen gibi yazmayı, kendim olmayı seviyorum. Bazen cümlelerim düşük olabilir ya da ne biliyim çok süper bir gramer ile yazmıyor olabilirim. sanırım bunun tek sebebi gün içinde 3 lisanı da kullanmak zorunda olmam ve bir yerden sonra da artık kafamın grameri kaldıramaması :)

neyse.. gelelim şuan ki yaşadığım değişikliliğe.. tam 1 hafta önce tekrardan, 4 sene sonra İsviçre'ye taşındım.. Blogun eski yazılarında hep bahsettiğim o güzel peynir ülkesi İsviçre'ye döndüm. buraya dönme kararım evlilik ile gerçekleşti :) Evet 3 günlük evli biri olarak şu 3 günde burada keşfettiğim ve keşfedeceğim, "ya adamlar yapmış, biz bi böyle olamadık" dediğim anlarımı anlatacağım :)
Belki dünyanın bir yerinde benim şu an yaşadıklarımı ve hissettiklerimi yaşayan birileri vardır. :) eğer birileri varsa ve o anılarını paylaşmak isterlerse onları comment kısmına bekliyorum :)

Bu gece bu kadar yazacağım ama bundan sonra İsviçre, burada hayatta kalma, evli olma ve özellikle yabancı biriyle evli olma konusunda yaşadıklarımı yazacağım..


3.05.2014

Günaydın İstanbul :)

Tek kelimeyle bayıldım bu şarkıya!

Günaydın!!

Bugünün hayatınızın en güüüzel günü olması dileğiyle!

:)










2.26.2014

Antigravity Yoga :)

İşte bu!

Yoga yapmak ve yogayı "havada" yapamak ister misiniz? O zaman sizleri antigravity yoga ile tanıştıralım.. amerika'da yeni moda olan bu yeni yoga stili İstabul'da yavaş yavaş yayılmaya başladı.

İnsan videoları izlerken yoga yapmak ve o hamakların içinde uzun uzun kendini dinlemek istiyor.

Fikir vermesi açısından mutlaka bu videoyu izleyin, izlerken bile insan çok keyif alıyor!



2.16.2014

Ebru Boyalarını Ayarlamak Zordur :)

    

Evde Ebru yapmanın kolay olmadığını itiraf ediyorum! 

Boyayı tutturmak,kitreyi en ideal seviyeye getirmek o kadar da kolay iş değil arkadaş.. 

Tam 1 sene önce doğum günümde evimde Ebru atölyesi kurmak için tüm malzemeleri almaya gittiğimde hemen herşeyin hızlıca evde de yapılacağını düşünüyordum ama ne yazık ki o kadar da kolay değilmiş :( 
Ayla hocamın hep dediği gibi Ebru ilgi ve sabır istiyormuş. 
Son zamanlarda gücümü tekrar toparlayıp ebruyu evde yapmak için kolları sıvadım. Hala adam akıllı tekneyi tutturamadım ama yılmadan, daha da odaklanarak ebrularımı çıkaracağımı düşünüyorum. 

Önümüzdeki günlerde eğer ki ideal tekneyi tutturursam neler öğrendim neleri farklı yapınca tekneden iyi /orta ebrular çıkarıyorum yazacağım.

Yukarıdaki resim taze taze çekildi :) tüm çiçek boyalarımı süzgeçten geçirdim ve kitremi hazırladım. Yarın bir umut teknemi açacağım ve bakalım neler olacak :)

Bu sene evde Ebru maceralarımı da buradan paylaşacağım!


10.24.2013

Üretmeye, çizmeye devam!

Doodle merakım son sürrat devam ediyor...

Her akşam yatmadan önce mutlaka bir şeyler çizip, öyle yaratıp uyuyorum :)

Önceden çöp adam bile çizemeyen ben, şimdi elimde  renkli kalemlerim, çizim defterimle geziyorum.

Baktığım her şeyin, gördüğüm her desenin bana ilham vermesi muhteşem bir şey..insanın ürettikçe üretesi geliyor. 

En son yaptığım ve beğendiğim çizimlerimi sizinle paylaşıyorum ve umarım sizlere de ilham verir diyorum :)








9.30.2013

Doodle sen ne güzel şeysin!

Kötü ve çok sıkıntılı bir gün hatta haftasonu geçirdim..

Sevdiklerimin üzüldüğü haberler aldım ve tüm bunlar beni çok ama çok üzdü..

Tek ama tek kafa dağıtma yöntemim blog ve doodle!

Bak bu ruh halim bana neler yaptırdı...